TAVAFIN VACİPLERİ VE SÜNNETLERİ
Tavafın Vacipleri:
a) Tavafı abdestli yapmak
Tavaf yapan
kişinin abdestsiz, cünüp, âdetli ve loğusa olmaması gerekir.
أَنَّ أَوَّلَ شَيْءٍ
بَدَأَ بِهِ حِينَ قَدِمَ النَّبِيُّ أَنَّهُ تَوَضَّأَ ثُمَّ طَافَ
Peygamberimiz
(a.s.) Mekke'ye geldiklerinde ilk iş olarak abdest almış, sonra da Kâbe'yi
tavaf etmiş,[1] âdetli olan eşine,
اقضي مايقضي
الحاج غير ان لاتطوفي بالبيت
“Hac
eden kişinin her yaptığını yap, sadece Kâbe’yi tavaf etme”[2] buyurmuştur.
Tavaf
esnasında abdesti bozulan kişinin tavafı bırakıp yeniden abdest alarak kaldığı
yerden tavafa devam etmesi gerekir.
Tavafı
abdestsiz, cünüp, loğusa veya adetli olarak yapan kişi, henüz Mekke'den ayrılmamış
ise bu tavafı iade eder. İade etmeden mîkât sınırlarının dışına çıkarsa ceza
gerekir.
Şafiî,
Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre tavaf eden kişinin cünüp, âdetli
ve loğusa olmaması ve abdestli bulunması tavafın vacibi değil tavafın geçerli
olmasının şartıdır. Dolayısıyla abdestsiz ve cünüp kimse ile âdetli ve
loğusa olan hanımların yaptıkları tavaf geçerli olmaz. Bu eksikliğin "dem"
veya "bedene" ile telafi edilmesi mümkün değildir. Mutlaka
tavafın yeniden yapılması gerekir.
Hanefî
mezhebine göre özel hallerinde bulunan kadınlar, temizlenmeden Mekke'den
ayrılmak zorunda kalırlarsa âdetli olarak ziyaret tavaflarını yaparlar
ve tavafın vaciplerinden birini terk etmiş olduklarından ceza olarak bir bedene
keserler.
Malikî mezhebine
göre kadının âdet dönemindeki iki kanama arasındaki kesinti süresi temizlik
hali sayılır. Dolayısıyla bu durumdaki kadının bu ara sürede gusledip
ibadetlerini yapması gerekir. Buna göre ziyaret tavafını özel hali nedeniyle
yapamayan ve Mekke’den ayrılmak zorunda kalan bir kadın, arada kesinti olması
halinde gusledip ziyaret tavafını yapabilir ve her hangi bir ceza da gerekmez. [3]
Hanefi mezhebine
göre temettu haccı yapmak üzere umre ihramına girdikten sonra âdet gördüğü için
umre tavafını yapamayan ve Arafat'a çıkma zamanına kadar temizlenemeyen kadın,
umresini iptal eder, hac ihramına girer ve Arafat'a gider. Bu durumda yaptığı
hac ifard haccı olur. Hac menâsikini tamamladıktan sonra, iptal ettiği umresini
kaza eder ve ceza olarak bir dem keser.
Şafiî,
Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre bu durumdaki bir kadın, umresini iptal
etmez, kıran haccına niyet eder ve vakfesini yapmak üzere Arafat'a
gider. Arafat dönüşünde hac ve umre niyetiyle bir tavaf ve bir sa'y yapar. Bu görüş Peygamberimiz (a.s)'in şu hadisine
dayanmaktadır:
من أحرم بالحج والعمرة
أجزأه طواف واحد وسعي واحد عنهما حتي يحل منهما جميعا
“Hac ve umre ihramına giren kimseye,
bunların ihramından çıkıncaya kadar her ikisi için bir tavaf ve bir sa’y yeter.”
[4]
b) Vücutta, Elbisede ve Metafta Necaset Bulunmaması.
Şafiî,
Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre tavaf eden kişinin bedeninde,
giysilerinde veya metafta pislik bulunmaması şarttır.[5] Delil
olarak Peygamberimiz (a.s.)ın انماالطواف بالبيت
صلاة فاقلوا فيه الكلام “Beyti tavaf etmek de namaz (kılmak)
gibidir. Dolayısıyla tavaf ederken fazla konuşmayın" [6]
sözünü delil almışlardır.
Hanefî
mezhebine göre tavaf eden kişinin bedeninde, giysilerinde veya metafta pislik
bulunmaması sünnet'tir.[7]
Buna göre bir
kimse elbise veya bedeninde necaset var iken tavaf etse Hanefî mezhebine göre
tavaf geçerli olur ancak bu kimse mekruh işlemiş olur. Diğer mezheplere göre bu
tavaf geçerli olmaz, yeniden yapılması gerekir.
c) Tavafı Avret Mahalli Örtülü Olarak Yapmak
Tavaf
esnasında kadın ve erkeklerin avret yerlerinin örtülü tutmaları gerekir.
Cahiliyyet döneminde insanlar, Kâbe’yi çıplak olarak tavaf ederlerdi.
Resulüllah (s.a.v), insanları Ka'be' yi çıplak olarak tavaf etmekten men
etmiştir.
لَا يَحُجَّ بَعْدَ
الْعَامِ مُشْرِكٌ وَلَا يَطُوفَ بِالْبَيْتِ عُرْيَانٌ
“Müşrikler
haccetmesinler ve çıplak olanlar da Kâbe’yi tavaf etmesinler” [8]
Dolayısıyla
veda ve ziyaret tavaflarını avret yerleri açık olarak yapan kişinin, tavafı
yeniden yapması gerekir. Yeniden yapmazsa dem gerekir.
İmam
Muhammed’e göre nafile tavafı avret yeri açık olarak yapan kimse, bu tavafı
Mekke’de iken yeniden yapması daha uygundur. Ancak yeniden yapmayıp memleketine
dönerse sadaka vermesi gerekir.
Şafiî
mezhebine göre tavaf esnasında kadın ve erkeklerin avret yerlerinin örtülü olması,
tavafın geçerlilik şartlarından biridir. Tavaf yapmakta olan bir kimsenin kendi
kusur ve ihmali sebebiyle avret yeri açılırsa, tavafın avret mahalli açık
olarak yapılan kısmı geçersiz olur, geçersiz yapılan kısmın yeniden yapılması
gerekir. Fakat kendi kusur ve ihmali olmaksızın açılır ve hemen örtünürse tavafı
bozulmaz.[9]
d) Teyamün
"Teyamün"
sağdan yapmak demektir. Hacer-i Esved'in bulunduğu köşe Ka'be'nin sağ tarafı
kabul edilir. Dolayısıyla tavaf, Ka'be'nin sağından, sol omuz Ka'be'ye dönük
olarak yapılır.
e) Tavafa Hacer-İ Esved'in Yanından Veya Hizasından Başlamak
Tavafın Hacer-i
Evsed'in yanından veya izdiham sebebiyle buna imkan bulamazsa Hacer-i Evsed'in
hizasından başlaması vaciptir. Hacer-i Esved'in hizasını geçtikten sonra tavafa
niyet ederse bu şavt geçerli olmaz.[10]
f) Tavafı Yürüyerek Yapmak
Gücü
yetenlerin tavafı yürüyerek yapmaları vaciptir. Dinen geçerli bir
mazereti olmaksızın tekerlekli sandalye ve benzeri araçlarla yapılan tavaf
geçerli olmaz, bu tavafın yeniden yapılması gerekir. Yapılmadığı takdirde dem
gerekir. Fakat geçerli bir mazeret varsa tavaf, sandalye ve benzeri bir araçla
yapılabilir.
Yürüyemeyecek
kadar hasta, topal, kötürüm ve yaşlı olmak dinen geçerli olan mazeretlerdir.
Şafiî
mezhebine göre, tavafın yürüyerek yapılması vacip değil, sünnettir.[11]
Delil olarak şu rivayeti esas almışlardır: Hz. Aişe validemiz,
طَافَ رَسُولُ اللَّهِ فِي
حَجَّةِ الْوَدَاعِ حَوْلَ الْكَعْبَةِ عَلَى بَعِيرٍ يَسْتَلِمُ الرُّكْنَ
بِمِحْجَنِهِ
“Resulüllah
(s.a.v) veda haccında Kâbe’yi deveye binmiş vaziyette tavaf etti. Elindeki
sopasıyla da Hacer-i Esved'i istilam ediyordu” demiştir.[12]
g) Tavafı Hatim’in Dışından Yapmak
Tavafın
Hatîm’in dışından yapılması vaciptir. Hatim'in içinden yapılan şavt geçerli
olmaz, yeniden yapılması gerekir. Çünkü hatim, Kâbe’nin içi sayılmaktadır. Bunu
Hz. Aişe’nin rivayet ettiği şu hadisten anlamaktayız:
“Peygamber (s.a.v)'e sordum:
-Hatim
Kâbe’den midir?
-Evet,
Kâbe’dendir, dedi.
-Öyle ise
neden Kâbe’ye dahil etmediler? Dedim.
-Kavmin
(Kureyşliler) Kabe'yi yeniden inşa sırasında Hatimi de içine alacak kadar geniş
yapmak için yeterli parayı bulamadı, dedi.
-Kâbe’nin
kapısı neden yüksekte kalmış? Dedim.
-Kavmin
dilediği kimselerin Ka'be'ye girmelerine izin vermek, istemediği kimselere de
engel olmak için böyle yaptı. Kureyş, cahiliyet dönemini henüz geride bırakmış
olmasalardı ve itiraz edeceklerinden çekinmemiş olsaydım Hatim'i Kâbe’ye dahil
eder ve Kâbe’nin kapısını da yer
seviyesinde yapardım, dedi.[13]
h) Tavafı Yedi Şavta Tamamlamak
Hanefî mezhebine
göre ziyaret, veda ve umre tavaflarının ilk dört şavtını yapmak farz, tavafı
yedi şavta tamamlamak ise vaciptir.
Şafiî,
Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre tavafın yedi şavta tamamlanması
farzdır.
ı) Tavaf Namazı Kılmak
Her tavaftan
sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Bu namazın birinci rekatında fatiha’dan
sonra Kâfirun, ikinci rekatında ise İhlas suresi okunur. Namazdan sonra şu duanın
okunması müstehaptır:
أللهم هذا بلدك والمسجد
الحرام وبيتك الحرام وأنا عبدك وابن عبدك وابن أمتك وقد جئتك طالبا مرضاتك وأنت
مننت علي بذلك فاغفرلي وارحمني إنك علي كل شئ قدير
"Allah'ım!
Burası senin beldendir. Şu da Mescid-i Haram ve saygın evindir. Ben de senin
kulunum ve kulunun çocuğuyum. Buraya Senin rızanı kazanmak için geldim. Sen de
bunu bana lütfettin. Beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesi sen her şeye
gücü yetensin."
Hanefî mezhebine
göre tavaf namazı tavafın vacibi değil müstakil bir ibadettir. Bu sebeple
terkinden dolayı dem gerekmez. Ancak bu namazı kılmayan kimse, günahkâr olur.
Malikî mezhebine
göre tavaf namazını kılmayan kimseye dem gerekir.
Şafiî ve
Hanbelî mezheplerine göre tavaf namazı kılmak sünnettir.
Tavaftan sonra
eğer kerahet vakti değilse bu namaz, geciktirmeksizin Makam-ı İbrahim’in arka
tarafında kılınır. Ancak izdiham varsa tavaf yapanlara engel olmamak için
Mescid-i Haram'ın her hangi bir yerinde kılınması daha uygun olur.
Şafiî
mezhebine göre tavaf namazı kerahet vaktinde de kılınabilir. [14]
Hanefi
mezhebine göre arada tavaf namazı kılmadan iki tavafı peş peşe yapmak mekruhtur.
Şafii ve Hanbelî mezheplerine göre bunda bir sakınca yoktur. [15]
3. TAVAFIN SÜNNETLERİ
a) Tavafa başlarken Hacer-i Esved veya hizasına "Rükn-i Yemânî" tarafından gelmek ve Hacer-i Esved'in yanında veya hizasında tavafa başlamak.
b) Tavafın başlangıcında ve her şavtın sonunda Hacer-i Evsedi istilam etmek.
Tavafa başlarken Hacer-i Esved hizasına
gelince durmaksızın "bismillahî Allahü ekber" diyerek Hacer-i Esved'i
"istilam" eder ve elinin içini öper. Bunu tavafın her şavtında
tekrarlar. Selamlama esnasında şu dua okunmalıdır:……….
Kalabalık değilse ve kimseye eziyet vermeyecekse Hacer-i
Esved'i öper.[16] Hz. Ömer (r.a) Hacer-i
Esved’i öpmüş ve; “çok iyi biliyorum ki sen faydası da zararı da olmayan bir
taş parçasısın. Eğer Rasulullah (a.s.)’in öptüğünü görmeseydîn seni öpmezdim”
demiştir.[17] Kalabalık ise Hacer-i
Esved-i öpmez. Hacer-i Esved'i öpmek müstehap, insanları itip kakmak ve
onlara eziyet vermek ise günahtır. Müstehap bir fiil îfa etmek için günah
işlenmez.
Her şavtın başında,
أللهم إيمانا بك وتصديقا
بكتابك ووفاء بعهدك وإتباعا لسنة نبيك محمد صلعم
“Allah'ım! Sana
iman ederek, Kitabını tasdik ederek, Sana verdiğim sözü yerine getirerek Peygamberin Muhammed (s.a.v) in sünnetine uyarak Beytini
tavaf ediyorum" der.
Tavafın her
şavtında "Rükn-i Yemânî"yi de istilam edilir, ancak öpülmez. Konuyla
ilgili olarak sahebeden Abdullah b. Ömer (r.a),
عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ
كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهم عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَدَعُ أَنْ
يَسْتَلِمَ الرُّكْنَ الْيَمَانِيَ وَالْحَجَرَ فِي كُلِّ طَوْفَةٍ
“Resulüllah
(s.a.v) tavafın her şavtında Rükn-i Yemani ile Hacer-i Esved'i istilam etmeden
geçmezdi” demiştir.[18]
Hacer-i Esved'i istilam, sünnet, Rüknü
Yemânî'yi istilam ise müstehaptır. Diğer köşeler istilam edilmez.[19]
c) Remel yapmak.
Remel,
koşmaksızın çalımlı ve süratli bir şekilde yürümektir.
Sonunda
sa’y yapılacak tavafların ilk üç şavtında erkeklerin remel yapmaları sünnettir.
"Metaf"ta izdiham varsa "remel" yapılmaz. Çünkü
kalabalıkta remel yapmak mümkün olmaz. Remel yapacağım diye insanlara eziyet
vermek kesinlikle doğru değildir. Remel esnasında şu duanın okunması
müstehaptır:
أللهم اجعله حجا مبرورا وذنبا
مغفورا وسعيا مشكورا
"Allah'ım! Haccımı mebrur, zenbimi
mağfur, sa'yimi meşkur eyle."
d) Iztıba yapmak.
"Iztıba";
omuzlara alınan "rida"nın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol
omuz üzerine atıp sağ omuzu ve sağ kolu açık bırakmak demektir.
Erkeklerin
kendisinden sonra sa'y yapılacak tavaflarda ıztıba yapmaları sünnettir. Ardından
sa'y yapılmayan tavaflarda ıztıba yapılmaz.
Tavaf sona
erince ıztıba da sona ereceğinden tavaf namazı kılınırken açıkta bırakılan omuz
örtülür. Çünkü tavaf namazını omuz ve kol açık iken kılmak mekruhtur.
Peygamber
efendimiz ile ashabı Hudeybiye antlaşmasının yapıldığı senede ifa edemedikleri
umreyi ertesi sene kaza etmek üzere Mekke-i Mükerreme’ye girmelerinin
arefesinde müşrikler, müslümanları kastederek “Sıtmanın bitkin düşürdüğü bir
topluluk yarın Mekke’ye gelecek” diye dedikoduya başlamışlardı. Peygamber
efendimiz de, kendisinin ve ashabının bitkin düşmediklerini, aksine güçlü
olduklarını onlara göstermek maksadıyla Kâbe'yi tavaf ederken remel ve ıztıba
yapmış, ashabının da böyle yapmalarını emretmiştir.
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهم عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَصْحَابَهُ اعْتَمَرُوا
مِنَ الْجِعْرَانَةِ فَرَمَلُوا بِالْبَيْتِ وَجَعَلُوا أَرْدِيَتَهُمْ تَحْتَ
آبَاطِهِمْ قَدْ قَذَفُوهَا عَلَى عَوَاتِقِهِمُ الْيُسْرَى
Abdullah
b. Abbas (r.a), “Resulüllah (s.a.v) ve ashabı, Cirâne’de umre için ihrama
girdiler. Kâbe’yi tavaf eder ken remel yaptılar ve ridalarını sağ koltuklarının
altına alıp ucunu da sol omuzlarının üzerine atarak ıztıba yaptılar” demiştir.[20]
e) Tavafı mümkün Oldukça Kâbe’nin Yakınında Yapmak.
Bu sünneti
yerine getirmek için, erkekler, başkalarına eziyet vermeden ve kendileri de
eziyet görmeden mümkün olduğu kadar Kâbe’ye yaklaşarak tavaflarını yaparlar.
Kadınlar, çok
mümkün olduğu kadar tenha yerden tavaf etmeye çalışmalıdırlar.
f) Müvâlât.
Tavafın
şavtlarını, ara vermeden peş peşe yapmak sünnettir. Bir kimsenin tavaf esnasında
abdesti bozulsa veya kendisinde guslü gerektiren bir hal vuku bulsa abdestini
tazeler veya boy abdesti alır, tavafına kaldığı yerden devam edebilir. Ancak
tavafı bütünüyle yeniden yapması daha faziletlidir. Tavaf tamamlanmadan ezan
okunursa, tavafa ara verip namazı kıldıktan sonra tavafa kaldığı yerden devam
edebilir.
Cenaze namazı
veya nafile bir namaz kılmak için tavafa ara vermek mekruhtur.
Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre
tavafın şavtlarını peş peşe yapmak vaciptir. Tavaf ara veren kimsenin bu tavafı
yeninden yapması gerekir. Bu itibarla tavafın şavtlarını ara vermeden yapmaya
özen gösterilmelidir.[21]
g) Duâ etmek.
Tavaf
esnasında istenilen dua yapılabileceği gibi Kurân-ı Kerim de okunabilir. Ancak
Peygamber efendimizin okumuş olduğu duaları[22]
okumak daha fazîletlidir. Buna göre;
- Her şavtın
başlangıcında;
سبحان الله والحمد لله
ولاإله إلا الله والله أكبر ولاحول ولاقوة إلا بالله العلي العظيم أللهم إيمانا بك
وتصديقا بكتابك ووفاء بعهدك وإتباعا لسنة نبيك محمد صلعم
"Allah'ı
noksan sıfatlardan tenzih ederim. Her türlü övgü Allah'a mahsustur. Allah'tan
başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Kuvvet ve kudret ancak yüce ve azametli Allah sayesinde vardır. Allah'ım!
Sana iman ederek, Kitabını tasdik ederek, Sana verdiğim söze bağlı kalarak,
Peygamberin Muhammed (a.s.)'ın sünnetine uyarak tavaf ediyorum"
- Kâbe’nin
kapısının önünde veya hizasında;
أللهم إن البيت بيتك
والحرم حرمك والأمن أمنك وهذا مقام العائذ بك من النار
"Allah'ım! Bu
ev senin evindir, bu harem senin haremindir, güvenlik senin güvenliğindir,
burası, cehennem ateşinden sana sığınların makamıdır"
- Rükn-i
Yemanî ile Hacer-i Esved arasında;
ربناآتنا في الدنيا حسنة
وفي الآخرة حسنة وقنا عذاب النار
"Rabbimiz!
Dünyada bize bir iyik ver, âhirette de bir iyilik ver ve bizi cehennem azabından
koru" dualarının okunması müstehaptır.
h) Huşu Tavaf Yapmak
Tavaf ederken
ibadet halinde bulunduğunun bilincinde olmalı, huşua aykırı davranışlardan
kaçınmalıdır.[23]
i) Tavaftan Sonra Zemzem İçmek.
Zemzem içerken
e'ûzü besmele çeker ve
اللهم اني
اسالك علما نا فعا و رزقا واسعا و شفاء من كل داء و سقم
"Allah'ım! Senden yararlı ilim, bol rızık, her türlü dert ve
hastalıktan şifa istiyorum"[24]
diye dua ede
Zemzem ile
abdest alınır, ancak istincada ve necasetlerin temizlenmesinde kullanılmaz.
Peygamberimiz
(a.s.), “Zemzem hangi maksatla içilirse o maksat içindir” buyurmuştur.[25]
0 Yorumlar:
Yorum Gönder